Yabancı Şirketler Türk Olsaydı
Daha önce borsa ve finans ile ilgili blogumda yayınladığım bir yazıyı burada da yayınlama kararı aldım. Komik ve biraz da düşündürücü bir yazı.
Yabancı sermayeli dev şirketler Türk şirketi olsaydı acaba neler olurdu. Aklımca bir kaç senaryo yazıp şirketlerin Türk analogları olan hayali şirketlerin büyüme sürecini yazmaya çalışacağım.
Yabancı sermayeli dev şirketler Türk şirketi olsaydı acaba neler olurdu. Aklımca bir kaç senaryo yazıp şirketlerin Türk analogları olan hayali şirketlerin büyüme sürecini yazmaya çalışacağım.
1. Mikro Yazılım Ltd Şirketi: 1975
yılında Amerika'da garajı olan sonradan sıla hasretı duyduğundan dolayı
memleketine göçen Bünyamin Kapıcılar tarafından kurulmuş olan bir
şirkettir. Şirket önce MY-DOS adında bir işletim sistemi çıkarmış ve
yurt dışında IBM'le bu yazılımın bütün IBM bilgisayarlara kurulumu
konusunda anlaşma sağlamıştır. Karşılığında her bilgisayar için 10
dolarlık bir ücret MY-DOS'un kasasına gidecekti. Ancak dönemin yasaları
uyarınca yurt dışında döviz getirimi ve paranın yurt dışına transferi
konusunda çok zorluklar yaşandığından MY-DOS istediği büyümeyi
sağlayamamıştır. 1980 ihtilalinde öncesinde MY-DOS'un ofisi MC Donalds'ı
protesto etmek isteyen gençler tarafından talan edilmiş ve hükümetin
işletim sistemi satışını karneye bağlamasından dolayı da şirket kapanmak
durumunda kalmıştır. Bugün, Bünyamin Kapıcılar, Antalya'da internet
kafe işletmektedir.
2. Gözlük Anonim Şirketi:
Rize'li genç girişimciler Lemi Pehlivan ve Sercan Biricik tarafından
1998 yılında kurulmuştur. Rize'li Lemi Pehlivan 64 K'lik modemiyle
yahoo.com gibi arama motorlarına girmekte zorlanmakta ve aradığı şeyi
bulsa da indirme konusunda çok sıkıntı çekmektedir. Bunun üzerine
arkadaşı Sercan Biricik ile beraber bir arama motoru şirketi kurmaya
karar verirler. İlk olarak bir alan adı satın almaya ve ODTÜ'de bu alan
adını tescil ettirmeye uğraşırlar. ODTÜ ise sizin gözlük adında bir
şirketiniz yok o yüzden gozluk.com.tr yi size veremeyiz gibi bir cevapla
döner. Bunun üzerine google.com adlı alan adlı siteyi satın alırlar ve
bir kaç eski bilgisayardan çıkardıkları disk ile arama motoru hizmete
başlar. Önceleri internet hızındaki yavaşlıktan ötürü içerikleri
özetleyip kullanıcılara gösterirler. 2000 senesinde Türkiye çapında
100.000 kullanıcıları olmuştur. 2001 senesinde ise arama motoru
kriterlerinde dönemin başbakanının adı yazınca başbakanla ilgili kötü
sözler sonuçlarda çıkınca Samsun Mahkemeleri tarafından 6 ay süresince
yurt içinde yayın yapmama cezası alırlar. Bunun üzerine sinirlenen Lemi
ve Sercan şirketi Amerika'ya taşırlar ve Amerika'da çok büyük destek ve
imkan bulurlar. Bugün bu şirket Amerika'daki geçen on senede dünyanın en
büyük şirketlerin biri olmuş ve Türkiyeye'de gram vergi ödememektedir.
3.Yokya Cep Telefon Şirketi:
1865 yılında, Osmanlı döneminde kereste işleme üzerine kurulan bir aile
şirketidir. Bu şirket 1995 senesinde kadar kereste işlemiş ancak bu
işteki karlılık bitince radikal bir kararla araç telefonu üretmeye
başlamıştır. Sonrasında ise araç telefonu işinden henüz çok yeni olan
cep telefonu işine adım atmıştır. Firmanın yıllık satış adedi 50000
adete çıkmıştır. 2000 senesinde dönemin Cep telefonu operatörlerinden
birisinden 1 milyon adetlik sipariş almış ve siparişleri teslim
etmiştir. Ancak cep telefonu şirketi cep telefonlarının uygun şartları
sağlamadığını bahane gösteren bir şartname maddesiyle cep telefonlarını
iade etmiştir. Bunun üzerine yokya şirketi yaptığı yatırımlardan dolayı
zor durumda kalmış ve batmamak adına cep telefonu operatör şirketi
tarafından cüzi bir bedelle alınmıştır. Sonrasında şirket zamanla
dinamizmini kaybetmiş ve 2004 senesinde cep telefonu operatör şirketinin
de zor duruma düşmesiyle tamamen kapanmıştır. Şirketin ilk modelleri
bugün bile hala sağlamlığını korumaktadır.
Bu
yazıyı neden yazdım. Türkiye'de ne yazık ki bir şirketin belli bir
büyüklüğün üzerine erişmesinde diğer ülkelerde olmayan bazı sürtünmeler
var. Bir şirket çeşitli büyüklük seviyelerinde; Mafia'nın, etik
davranmayan rakip şirketlerin, kriz ve siyasi risklerin, yargının,
vergisel sürprizlerin, iletişim alt yapısındaki zorlukların baskısı
altında ezilmektedir. Şirketlerimiz ne yazık ki sırtında sürekli 50 kilo
yük taşıyan ve boyu uzayamayan çocuklar gibi güdük kalmaktadır. Bu
konularla ilgili büyük adımlar atılmalı ve Amerika'daki Türk gibi
haberlerle değil dünyaya yayılmış global şirketlerimizle övünmeliyiz.
Bugün Türkiye'de hala çok şey zor...
Yorumlar
Yorum Gönder