Türk Toplumundaki Baskı ve Zorlamalar

Daha küçükken başlıyor zorlamalar.

Annelerimiz, biz yemek yemezsek, mamayı ağrımızdan zorla tıkardı. Kaşığın metal acılığı ve mama karması bir tat ağzımıda kalırdı. Sonra sünnet olayı var. Sünnet olmaya zorlanan çoçuk için elinde çanta olan bir adam gelirdi. Fenni sünnetçi olduğu söyleyen bu adamdan köşe bucak kaçardık ve oldu da bitti maşallak sözleri arasında ruhumuzu teslim ederdik.

Bu arada isviçreli uzmanların aslında isviçreli olmadığını biliyor muydunuz?

Neyse devam edelim, sonra okul hayatımızda, o kadar çok zorla öğretilen şey var ki. İlk olay marş ve dua ezberlemesi. Çocuk daha iki cümleyi birleştiremiyor, kelimelerin ahengini fark bile etmiyor ve siz ondan işte 50 tane dua, bir kaç adet marş ve şiirler ezberlemesini istiyorsunuz. Bu bence duaya da marşa da şiire de saygısızlık. Bırakın çocuk istiyorsa uğraşsın ama ne demek öyle ezberletmek. 60 yaşında adamın düşüncesiyle  yazılmış şiiri 6 yaşında çocuk okuyor. O duyguyu nasıl vurgulayabilir o çocuk, şaire yazara hakaret değil mi bu...

Bir de ukte zorlaması var. Ukte zorlaması diyorum çünki anne ve babanın içinde kalan bir ukteden dolayı çocuk saçma sapan sevmediği şeyleri yapmaya zorlanıyor. Anne örneğin küçükken bale yapmak istemiş olmamış çocuğu hiç sormadan bale kursuna gönderiyor. Belki çocuk yazık parmakları üzerinde durmak istemiyor, belki de zıp zıp zıp beyaz elbiselerin içinde komik gözüktüğünü düşünüyor. Bu kendi yapamadıklarını çocuklarının üzerinde deneme psikolojisi bir ailenin çocuklarına yapacakları en büyük kötülüklerden birisidir. Ya madem çocuğun kumandalı olmasını istiyon ne gerek var? neden çocuk doğuruyorsun ki! Yanılmıyorsam adı tomagaçiydi bu Japonların sanal olarak beslediği büyüttüğü bebeklerden onlardan bi tane al istediğin gibi kumanda et.

Sonra babaların bir çocuk üzerinde yapabilecekleri en büyük psikopatlıklardan birisi. O da zorla çocuğun takımını belirleme. Çocuk daha futbol nedir bilmiyor, yürüyemiyor bile ama fenerbahçeyi tutuyor. Bu ne biçim bir zorlamadır. Daha yaşını söyleyemeyen çocuğun tuttuğu futbol takımından ne olur. Senin çocuk daha memeden mamaya yeni geçmiş ama Fenerin ilk 11'ini sayabiliyor. Bu ne yaman çelişki.

Zorunlu olarak ödediğimiz abuk subuk vergiler masraflara ne demeli. Bir araba alıyorsun ama vergisi nerdeyse arabanın fabrikasını satın alıyor. Deli dumrul gibi halkın sırtına vergiyi dayayan sonrasında da doğru düzgün bir hizmet veremeyen bir zihniyet on yıllardır sarmıyor mu etrafımızı. Elimize ne atsak vergi karşımıza çıkmıyor mu? Utanmasalar adamlar 1509 İstanbul depremi için bile vergi toplayacaklar. 

Yani o kadar zorlama o kadar zorlama, yalama olmuş bir halk olduk. Şöyle rahat bir nefes alıp hiç bir zorlama altında kalmadan özgürce ne zaman yaşayabileceğiz. Baskılar ve zorlamalar, yıllardır bizi yıldırdılar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karadenizliler Neden Başarılı Olurlar?

İlginç Deyimler Sözlüğü

Süper Kahraman Geyikleri: En seksi süper kahramanlar